Gayrimenkul sektöründe satış ve pazarlama konusunda uzmanlaşmış Ayşe Fügen Arda, lüks konut stoğunun fiyatlara düşüş olarak yansımasıyla yatırımcı için iyi bir fırsat olduğunu dile getirdi.
Gayrimenkulde satış ve pazarlama üzerine profesyonel bir ekip de oluşturacak olan Ayşe Fügen Arda, konut sektörü yatırıma yönelik hamlelere ilişkin açıklamalarda bulundu.
Geçen mayıs ayında Bakanlar Kurulunun duyurduğu KDV ve tapu harcında indirim yapılması kararının lüks konut almak isteyenleri de yakından ilgilendirecek bir avantaj olduğunu dile getiren Ayşe Fügen Arda, "Kararın konut sektörüne canlılık katacağı beklenirken lüks konut sektörünün içinde bulunduğu durum değerlendirildiğinde, bu alanda yaratacağı dinamizmin daha yüksek olacağını söyleyebiliriz. Bakanlar Kurulu’nun kararın arkasında çok temel bir gerçek var; son on yıldır ekonomik büyümenin lokomotifi inşaat sektörünün yüzde 65’ini konutun oluşturması. İnşaat ve gayrimenkul faaliyetlerinin GSYH içindeki payının yüzde 15-16 civarında olduğu düşünüldüğünde; inşaat malzemeleri, finansman ve diğer hizmetlerle konut satışlarının yarattığı hacim ekonomi içinde önemli bir yere karşılık geliyor." ifadelerini kullandı.
Türkiye’de konut alımlarında orta-üst gelir gruplarının “yatırım amaçlı” hareketleri belirleyici etkiye sahip olduğundan bahseden Fügen Arda, "Konut fiyatlarının 2010-2018 döneminde yüzde 156 ile enflasyon, dolar ve mevduat faizinin üzerinde artış göstermesi, konutun cazip bir yatırım aracı olarak konumlanmasını sağladı. Bu durum doğrudan konut fiyatları üzerinde etkili oldu. Son iki yılda ise konut yatırımları kendine has cazibesini kaybetmese de özellikle doların güçlenmesiyle diğer yatırım araçlarının gerisine düştü. Artan riskler, ekonomik ve siyasal ortam, bozulan işler gibi gelişmeler de eklenince, dolarda kalmanın kazandırdığı bir dönemde gayrimenkul yatırımı yapmak vatandaşa çok cazip gelmemeye başladı. Fakat konuta olan iştahın azalmasını sadece doların güçlenmesi üzerinden okursak mevcut durumu tam anlayamamış ve fırsatları görememiş oluruz. Terazinin öbür kefesinde müteahhit ve inşaat sektöründekilerin birer oyuncu olarak yarattığı dengesizlikler var. Bu durumun şu an en güncel örneği; Anadolu’daki ve İstanbul’un Avrupa yakasındaki müteahhit firmaların Kadıköy’ü bir rant merkezi olarak görmelerinin yarattığı etki. Hem var olan müteahhitlerin hem de başka sektörlerdeki grupların inşaat sektörüne girmeleri ve lokasyon olarak da Kadıköy’ü seçmeleri üretilen konut sayısını arttırdı. 2010 yılından beri çok fazla konut projesinin geliştirilmesi ciddi bir konut stoğu oluşturarak, özellikle İstanbul’un Kadıköy ilçesinde konut fiyatlarını ciddi biçimde geriletti." diye konuştu.
"Lüks konut stoğu fiyatlara düşüş olarak yansıyınca konut alıcısı için bir fırsat teşkil ediyor." ifadelerini kullanan Arda, şöyle devam etti: "Şu anda Kadıköy ve Bağdat Caddesi civarında hatırı sayılır bir lüks konut stoğunun oluşmasıyla lüks konutlarda yüzde 10 ile 35 arası fiyat gerilemesi görülüyor. Binasal dönüşümün yapıldığı ve rant merkezi haline dönüşen Bağdat Caddesi’nin Erenköy, Göztepe, Suadiye, Caddebostan gibi popüler bölgelerinde metrekaresi 15 bin TL’lik evlerin fiyatları 10 bin TL’ye kadar geriledi. Fiyatlarda düşüş iki nedene bağlı. Birincisi kentsel dönüşüm başladığında evlerini bırakıp geçici ev arayan mal sahiplerinin biten evlerine geçmeleri. Dolayısıyla bu yer değiştirme sürecinde tırmanan fiyatlar şimdilerde düştü. Bunun yanı sıra dönüşüm projelerinde müteahhidin payına düşen evler de piyasaya çıktı. Yüzlerce proje aynı anda bitince, bu defa da arz talebin çok önüne geçti.
Fiyat düşüşündeki ikinci neden olarak da suni artışlar çok önemli bir faktör teşkil ediyor. Fiyatlandırma hatası yapıp çok yüksek fiyatlara satılmaya çalışılan projeler şimdi mecburen makul seviyelere çekiliyor. Finansman sorunu çeken orta ve küçük ölçekli firmalar fiyatları düşürürken markalı konut projeleri üreten firmalar indirim ve uzun vadelerle önlerini açmaya çalışıyorlar."
Arz talep arasındaki dengesizliğin uzun vadede kalmayacağını da aktaran Fügen Arda, "Şu anda inşaat firmaların yaşamış oldukları finansal sıkıntı, maliyetlerin artması, bankaların firmalara uygulamış olduğu kredi geri ödeme baskısı, inşaat firmalarını yeni projelere girme konusunda frene bastırdı. Bu nedenle yıl boyunca Cadde’de geçtiğimiz yıla oranla daha az konut üretileceği kesin. 2018 yılı bir geçiş süreci, yeni bina dönüşümü yavaşlamaya başladığı için stoklar erimeye başladı ve bu erime devam edecek. Dolayısıyla şu anda Bağdat Caddesi çevresinde lüks konut stoğunun farkında olmak lazım. Kentsel dönüşüm ile değerlenen evlerini satıp, güneye yerleşmeyi tercih eden kat maliklerinin kendi mülklerini müteahhitlerden daha düşük fiyatlara sattığını da belirtelim. Hazır KDV ve tapu masraflarında indirim varken özellikle yaşamak için konut alacakların bu dönemi çok iyi değerlendirmeleri akıllıca olacaktır." şeklinde konuştu.